Çocuk parkında bir çocuğun kaydıraktan 2 sn.lik kayması için, en az 10 basamak yukarı çıkması gerekir. Sonuçta yaşanan heyecan, yorgunluğa bedeldir. Eğer çocuk bu işi yalnız yapıyorsa, özgüveni gelişir. Fakat kaydırak başında sürekli gözetleniyorsa, olası bir yardım beklentisi oluşacak, kendi adına başarma azmi sekteye uğrayacaktır.
Yaş ilerledikçe, merdiven oyunu devam eder. Mesela oyun parkı heyecanı, su parklarına (Aquapark) taşınır. Adrenalin sizi uç noktalara götürür. Hatta bir noktadan sonra zirvede doyumsuzluk çeker, daha fazlası için bungee jumping ya da paraşüte başvurursunuz. Demek oluyor ki insan, heyecan adına sürekli bir döngü yaşamak için, daimi emek harcayabilir. Tıpkı çalışan insanın, ödeme periyodunda maaş heyecanı yaşaması, yeni hedefler belirlemesi ve bunun için emek harcaması gibi.
Tırmanırken gülen insanlar, neden aşağıya inerken tedirgin oluyor? Sorunun cevabı adına oyun parkına geri dönelim. Kaydıraktaki çocuk merdivenden çıkarken eğlense de, aşağı inerken sıkılır. Çünkü merdivendeyken yukarı bakmak kolay, aşağıdaki zemini görmekse zordur. İnerken basamağı bulamayan çocuk, tedirgin olup ağlamaya başlayabilir. Birçok insanın girişimcilikten korkması, bu merdiven kuramına benzer. Girişimcinin aylık kâr beklentisi, görünmeyen basamaklarda saklıdır. Para için sürekli tırmanmak gerekse de, deneyerek, tecrübe ederek veya düşünerek inmek gerekebilir. Çocuğun bu bilinci kazanması için direk onu merdivenlerden almak yerine, ellerinden güç alarak ayağına basacak yer bulması konusunda sözlerle desteklemek faydalı olacaktır.
Bazen hiç istenmeyen bir durum meydana gelir. DÜŞMEK. Düşen çocuğun canı yanar ve ağlamaya başlar. Hatta yaralanma sebebiyle heyecanı korkuya dönüşebilir. Bir çocuk düştüğünde ilk olarak yanındakilere bakar. Ailenin tedirginliği yüzlere yansımışsa, çocuk paniğe kapılabilir. “Sana ben demedim mi!” gibi azarlar, tekrar tırmanma duygusunu köreltir. Düşen çocuğa müdahale, hızlı ama soğukkanlı yapılmalıdır. Hatta neden düştüğü kendisine sorulmalı, ona muhakeme fırsatı tanınmalıdır. Yetişkinlikte durum buna benzer. Örneğin; ticaret için girişimde bulunan ama sonunda hedefe ulaşamayan birine, akıl veren, felaket telalığı yapan ve sürekli “vah vah!”larla destekten çok köstek olan çoktur. Düşme ihtimalinde olasılıkları sorgulayan ve neler yapılması gerektiği konusunda fikir paylaşan ise nadir görülür. Çünkü düşenlere karşı panikle yaklaşmak, çocukluktan itibaren içimize işlemiştir.
Ne zaman çaresiz kalırsanız, merdiven kuramını hatırlayın. Küçük heyecanlar büyük emek ister. Gözünüz hedefte olsun. Başarıyı görüyorsanız, tırmanmanız kolay olacaktır. Yine de dengenizi kaybedip düşerseniz, ağlayarak kalabalığın dikkatini çekmeyin. Sorunun kaynağına odaklanırsanız, ayağa kalkıp toparlanmanız daha kolay olacaktır. Fakat önce şu etrafınızdaki felaket tellallarından kurtulun.
Emre Türker
Picture:
deviantart