1990’larda çıktı bu ucuz, açık dolum parfümleri.
Ne
de çekici ve merak uyandırıcıydılar.
Avrupa
ve Amerikan tasarımı ithal ürünler fiyatlarda cep yakarken, onlar size damardan
yaklaşıyorlardı, yani fiyata hassas duygularınızı sömürerek ve ruhunuzu cezp ederek,
kaleyi fethetmek üzerineydi taktikleri. Örneğin; bir dönem çok beğenerek
kullandığım burberry parfüm, oldukça pahalıydı. Hal böyle olunca, yapay
şişelerin bulunduğu o açık parfüm dükkânlarından birine gittim. Burberry taklidi
açık hazırlanmış kokuyu denedim. İlk başta hiçbir sorun yoktu. Dışarı çıktım.
Aradan yarım saat geçmişti ki, koku kısa zamanda geniz yakıcı ve ağır bir
kokuya dönüştü. O gün o parfümden midem bulanmıştı. Burberry’den eser yoktu.
Üstelik parfüm, üzerimde öyle bir ağır koku bırakmıştı ki, ancak kıyafetlerimi
yıkayarak etkisinden kurtulmuştum.
Sonraki
günlerde fark ettiğime göre, bu açık parfümlerin genel olarak ana kokusu hep
aynı. İçine bir şeyler karıştırıp orijinal kullandığınız parfüme yaklaştırmaya
çalışıyorlar ama nafile. Nerde olsa tanırım o basit kokuyu. Standart olarak yapay
parfümlerin kokusu açıkça belli…
Talep
nedeniyle açık parfüm artık daha ciddi bir sektöre dönüşmüş durumda. Artık
marka açık parfümler yapılıp satılıyor. Şahsi fikrim, hepsi hikâye… Çünkü o
basit kokuyu kim sıkmışsa, hemen belli oluyor. Özellikle bir araç içindeyseniz,
o zaman çok fena rahatsız ediyor. Resmen mide bulandırıcı, oksijen düşmanı bir
koku. İyi koktuğunu sanıyorsunuz belki ama dışarıya hiç de öyle bir serin koku
yayılmıyor.
Ne
kadar karşı olsam da, orijinale fiyat yetiştiremediğim herhangi bir ürün için
bir yan ürünü araştırma yoluna gidebiliyorum. Fakat sonuç anlamında genel
olarak pişmanlık yaşıyorum. Çünkü orijinal hissiyatı bu ürünler maalesef veremiyor.
Yan ürünler hiç değilse kim olduklarını söylüyorlar. Oysa taklitler, tam bir
facia. Ne oldukları, kimin ürettikleri, nerden geldikleri belli değil. Çoğu
ucuz Çin ürünleri…
İyi
bir koku istiyorsanız, ücretini ödeyip inandığınız bir kokuya yönelin. Yoksa
gidip bir kolonya alın. Hem taze koku yayarsınız, hem de çevrenizi rahatsız
etmemiş olursunuz. Johnson baby kolonya, iyi bir tercih olabilir.
Açık
parfümler, kimyasal olarak daha zararlı ürünler. Kimisi alerjiye, kimisi
akciğer rahatsızlıklarına, kimisi de baş ağrısına sebep olabiliyor. Üstelik bu parfümleri
kullandığınızda, zararı hem kendinize hem de çevrenize yapıyorsunuz.
Güzel
kokular sizinle olsun…
Emre Türker
Picture: flickr
En ucuz ve mide bulandırıcı koku: biber gazı-portakal gazı.
YanıtlaSilKıyafetleri yıkasan da çıkmıyor.
Ama onca ucuz ve basitliğine rağmen buram buram asalet, özgürlük, direniş ve ''insan'' kokuyor.
Böyle zor ve sancılı bir süreçten geçerken tek derdi ucuz-açık parfüm mü, yoksa orijinal parfüm mü iyi kokar? diye düşünebilenler varsa -ki bu gönderi yapıldığına göre var- bu zihniyeti tebrik ederim.
İnsanlık bedava, yüreği olana.
Sittirella… İlk cümlelerin ile olaylara tepkini dile getiriyor olabilirsin fakat kimin ne yaptığını bilmeden de bu şekilde kıyaslama yapmana katılamıyorum. Öncelikle parfüm kullanmıyorum. Yazı, “hangisi iyi kokar?” düşüncesiyle değil, kişilerin birbirine saygısı ve rahatsız ediciliğiyle ilgili bir nükteyi içeriyordu.
SilUzun zamandır yaşamımdaki yoğunluk, yorgunluk ve aile olarak yaşadığımız bazı sıkıntılardan dolayı yazılarıma ara vermiştim. Bu yazı da, bir ara fırsat bulup yazmış olduğum ama yayınlama fırsatı bulamadığım bir içerikti. Zamansız yayınlanıp yayınlanmadığı gibi bir düşüncem ya da yorumum yoktu.
Bununla birlikte, blogumdaki yayın tarzım ve çizgim bellidir. Tepkisel ve görüş içerikli düşüncelerimi ya da hareketlerimi, şeklen burada yansıtmıyorum. Bu tarz düşüncelerimi farklı bir paylaşım alanında dile getiriyor ve gösteriyorum. Artı parantez olarak; pek çok insan gibi sadece popüler sosyal medya tabiriyle, yani sadece dürtme ile ortaya çıkan biri değil, her zaman toplumda bazı şeylerin değişmesi ve gelişmesi için çabalayan biri olarak, sözlerinizi üzerime almıyorum. Ülkemiz insanının birbirine kenetlenmesi, kardeşlik-birliktelik mesajlarına yoğunlaşmaları çok güzel, keşke bunu daimi hale getirebilsek, basit maç kavgalarıyla canlara kast etmesek, gerçekten dost kalabilsek…
Ne tarz insanlık yaptığıma gelince; yaşam tarzımı, düşüncemi, çevremi tanımadığınız, pek çok dernek ve duyarlı etkinliğin içinde yaptığım yardımları bilmediğiniz için, yorumunuzdaki tepkinizi sadece ortamın bulunduğu bir gerginliğin yansıması olarak düşünüyor ve ülke adına duyarlılığınızın daimi olmasını diliyorum.
Şimdiden, anlayış için teşekkürler.
''Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.''
YanıtlaSilÖncelikle hoşgeldin sevgili Emre..
YanıtlaSilVakit bulabildiğine ve yeniden yazıyor olmana sevindim.
Blog yazıyor olmak blogu siyasi arenaya çevirmek değildir elbette.İnsanlar değişik platformlarda görüşlerini ya da tepkilerini dile getirebilir,hatta fiilen eyleme katılabilir. Bunu bilmeden gelip de kimsenin kimseyi sorgulamaya hakkı yoktur.
Kaldı ki blog yazarken senin en başından beri çizgin belli.
Fazla da uzatmadan ele aldığın konuya değineyim...
Ucuz parfüm bir kandırmacadan başka bir şey değildir. Uzak Doğu ülkelerinde (bırak kokunun içeriğini ambalajına kadar bize kakalanmak üzere) taklit edilmekte olan birer kutu aldatmacadır. Tıpkı senin bahsettiğin şekilde içerik olarak hepsine aynı formül uygulanmaktadır-ki bu formülün hangi kimyasal işlemlerden geçtiği, insan sağlığına ne derece zararlı olduğu da bilinmemektedir. Bana sorarsan kesinlikle kanserojendir. Direkt tenle temas eden, kalıcılık sağlanması istenen, ne idüğü belirsiz böylesi şaibeli ''sahte'' ürünleri kimse alıp kullanmamalı. Nitekim yanında herhangi bir lisans ya da onay belgesi var mı? Hiç sanmıyorum. Geçenlerde bir parfümeri mağazasında rastladım. Bu tür ürünler için ayrı bir reyon açılmış. Belge falan yok. Direkt kutuyu alıp parayı ödüyorsun. Ve aldığın o ''marka''yla alakası olmayan bir sıvıya ödüyorsun parayı. Nasıl bir şey olduğunu sen zaten gayet güzel anlatmışsın. Aman ha, uzak durmalı. Çok tehlikeli. Johnson Baby kullanmak hepsinden iyi..
Hiç değilse üretici firma belli: Kendisi.
Hahah. Kafiyeli oldu. Şiir yazıyormuşum nerdeyse :))
Ellerine sağlık böyle önemli bir konuya değindiğin için...
Sevgili Zeugma, yazmak kadar yorumlarını da özlemişim :)
SilBu tarz yanlış anlaşılmalar aslında biraz da önyargı, anlık stres ve tek bir konuya yoğunlaşıp geniş bakmakta yaşanan sıkıntılardan, günün yorgunluğundan vs. kaynaklanıyor. Şahsen ben de yaşım ilerledikçe daha farklı bakmaya, görmediğim yönleri görmeye, duyamadıklarımı duymaya, her şeyden önce karşımdakini daha iyi anlamaya çalışıyorum. Benim tek sıkıntım, yanlış anlaşılmakla ilgilidir.
Yazıya gelince… Söylediğim gibi, adı üstünde taklit! Kendine özgü olmayan, bir şeyin kopyası. Bloglarımızdaki yazıları pek çok kez (ç)alıntı ile taklit ederek blogger görüntülü kişiler yazılarını yazmıyorlar mı? Nasıl yazdığın kadar, ne yazdığın ve kendin olarak içinden gelenleri yazdığın da önemli. Parfüm de aslında çok şey anlatıyor. Sahip olamadığımız şeye, ulaşamadığımız markaya uzanma isteği bu. Taklide gerek yok. Pahalı geliyorsa, gereksiz buluyorsan, daha alternatif kokulara yönel. Taklit edene destek verme…
Teşekkürler.