27 Şubat 2014

Kuşak Çatışması Mı Yaşıyoruz?

Hepimiz Aynı Evrelerden Geçeceğiz Zamanda
Bir halk pazarı alışverişi sonrasında eve dönerken, tatsız bir olayla karşılaştım. Orta yaşlarda bir kadın ve onun yaşı ilerlemiş annesiyle birlikte eve dönüş yolunda ağır pazar torbalarını taşırlarken, karşı taraftan daha genç bir nesil aile kendilerine doğru yaklaşıyordu. Birkaç kadın ve onların çocukları vardı yanlarında. Biri genç bir kızdı, ergenliğin son aşamasında, asiliği henüz üzerinden atamamış genç bir kız. Bizim yaşlı kadın, önüne doğru bakıp ilerlerken, bu genç kız ile çarpıştılar. Kadın “özür diledi” yoluna devam ederken. Kız, kadın ilerleyinceye kadar ters ters baktı arkasından. Sonrasında ise “yaşlı or..pu” dedi, “önünü göremiyor.” Yanındaki kadın –annesi olsa gerek- “ne olmuş çarpmışsa” diye sesini yükseltti önce, hemen ardından “yaşlı bunak işte, yaşlı bunak önünü göremiyor, çarptıysa ne olmuş!”.

Acı bir şekilde, bir ailenin kızını ne şekilde yetiştirdiğini gördüm. Aslında çarpışma anı, genç kızın önüne bakmadan yürümesinden kaynaklanmıştı. Biri yaşlıydı ama bunak olan kimdi? Ne de olsa kadın önünü görebiliyordu ama önünü göremeyen, aklı beş karış havadaki genç kızdı.

18-19 yaşlarındayken -biraz da asiyken- yaşlı bir adamla tartışmıştım. O gün neden olduğunu bilmiyorum ama gerçekten çok sinirliydim. Otobüs beklerken, ayağımı bekleme demirlerine dayamıştım. Doğal olarak da adam beni uyarmak istemişti ama cevap olarak “oraya elimizle tutunuyoruz, sen ne diye basıyorsun terbiyesiz” demişti. Yaşına verip hürmet edebilirdim, çünkü çok ters bir şekilde bana yanıt vermişti. Hiç de hoş olmayan karşılığımdan sonra “oğlum burada olsaydı, görürdün sen” demişti. Bunun üzerine ters sözlerime devam etmiştim. O günden sonra büyük bir pişmanlık yaşamıştım. Aradan yıllar geçmesine rağmen, ne zaman bu tip bir olay yaşasam, özür diler, “kusura bakma” der geçerim. İş tatlıya bağlanır. Çünkü çifte-açmaz durumlardır bunlar. Yani ters sorulara ters cevaplar verilirken, varılmak istenen sonuç, negatiftir.

Genç kıza gelecek olursak. Ailesinin yanında o tip bir kelimeyi kullanması ve annesinin de ona aynı terbiyeyle cevap vermesi, sonuçları da beraberinde getiriyor. Toplumda bu tip şeylere kızıyoruz ama o zemini genelde aileler hazırlıyor ya da yanlış seçilen arkadaşlar. Doğru yerine yanlışı göstermemiz ise kabahatlerin cabası.

Unutmamak gerekir ki, istisnai durumlar haricinde (erken ölümler gibi), hepimiz aynı evrelerden geçeceğiz. Aynı cevapları biz de yaşayacağımız muhtemel. Nitekim babamın buna benzer bir olayını görmüştüm. Yoldan panik halinde hızla geçmeye çalışan babam, genç bir kıza çarpıp özür dilemişti. Arkasından kızın saydırmalarını hatırlıyorum. Babama “daha öğreneceği çok şeyi var baba, umarım geriye dönük hatıralarında bir pişmanlık olarak kalır bu anısı” demiştim.

Önceleri abi-abla olacağız, sonra amca-teyze ve sonrasında yalnızlaşan yaşlılar kervanına katılacağız. Her dönem unutmamamız gereken en önemli şey, sevgi-saygı dengesidir. Gerisi bir şekilde yürür gider.

Emre Türker

Picture: deviantart, flickr

Çocuklar Üzülmesin

Çocuklarımızı acılardan nasıl koruyabiliriz?
Yazar: Rosemary Wells
Sayfa Sayısı: 146
Kitap Boyutu: 14 x 21
Orijinal Adı: Helping Children Cope With Grief
Yayınevi: Rota Yayınları
 
Bir çocuk, aileden birini kaybettiği zaman ona nasıl davranmamız gerekiyor? Çocuklarla ölümü paylaşmalı mı, yoksa onları bu konumdan uzaklaştırmalı mıyız? Böyle bir acı yaşandığında profesyonel bir yardım mı almalı, yoksa yakınlarımıza mı başvurmalıyız? Çocukları nasıl yetiştireceğimiz, bir sorunları olduğunda onlara nasıl yaklaşabileceğimiz, ya da onları nasıl anlayabileceğimizle ilgili birbirine benzer pek çok kitap var ama bu kitaplar, Rosemary’nin anlattıklarından çok farklı.
 

Rosemary Wells, bir psikolog, bir uzman ya da hekim değil. Kitaptaki kısa biyografisinden yola çıkarsak; “Çocukluk ve gençlik yıllarını İskoçya ve İngiltere’de geçirmiş, evlendikten sonra ise Afrika’ya yerleşmiştir. Tekrar İngiltere’ye döndüğünde ise, artık üç çocuklu bir duldur. Önceleri öğretmenlik yapmış, okullarda ve yetişkin eğitimlerinde deneyimlerini aktarmıştır, ancak şimdi asıl işi kitap yazmaktır.” Yaşadıklarına giriş olarak ise şöyle yazıyor: “Hiçbirimiz kendimizin ya da çocuklarımızın bir krizi nasıl karşılayacağımızı önceden bilemeyiz. Ben hepsini bir arada büyüttüğüm üç çocuğumun, babaları bir sabah onlar okuldayken aniden öldüğünde tümüyle farklı tepkiler gösterdiklerini gördüm.” Rosemary Wells, yaşadıkları derin kederi fark ederek çocuklarını çaresizlik hissinden kurtarmak için, onların bu durumla nasıl başa çıkmaları konusunda profesyonel yardım almış ve terapilerini, deneyimlerini de kalemiyle güçlendirmiş ve çevresine bu yazdıklarıyla ışık tutmak istemiştir. Piyasada örneği sık görülmeyen bu kitap, uzman terapistlerin ders kitaplarından farklı bir şekilde okuyucularına kucak açıyor. Anlattığı konular, kolay anlaşılır ve verdiği örnekler de kolay hatırlanabilir düzeyde.
 
Kitap, ölümün hastalık nedeniyle, intihar, ani gelen veya beklenmeyen ölümleri de içine alarak, farklı kültür ve yaklaşımlarda nasıl bir duruş sergilenmesini detaylandırıyor.
 
“Anlayan biriyle konuşmak. Acılı bir çocuğun tüm istediği temelde budur. Eğer konuşabiliyor ve dinleyebiliyorsanız küçük bir çocuğun yasının içinde boğulmasına, kendisini ileride huzursuz bir yetişkin olmaya götürecek bir yalnızlığın içine hapsetmesine pekâlâ engel olabilirsiniz” diyor Rosemary Wells…
 
Bu kitabı, Aile Danışmanlığı eğitimi aldığım zamanda eğitimcimiz “boş sandalye tekniği” ni anlatırken önermişti. İnsan okurken bir şekilde üzülüyor ama bunu hayatın bir gerçeği olarak kabul ettiğimizde, ne kadar önemli bir kaynak olduğunu daha iyi anlayabiliriz.
 
Emre Türker

24 Şubat 2014

Un heureux évenement (2011)

Türkçe Adı: Aramızda Bebek Var
Tür: Komedi / Dram
Yönetmen: Rémi Bezançon
Süre: 107 dakika
Oyuncular: Louise Bourgoin, Pio Marmaï, Josiane Balasko, Thierry Frémont, Gabrielle Lazure, Firmine Richard, Anaïs Croze, Daphné Bürki, Lannick Gautry, Gérard Lubin, Nicole Valberg
Bir ilişki nasıl başlar, etkilenme nasıl olur? Bakışmalar, gülüşmeler, tatlı laf atmalar vs. ve sonunda başlayan bir ilişki ve ardından yaşanan gelişmeler.
 
Aile ile ilgili her türlü çalışmayı yapan meslek dalları, eğitimciler ve hatta evlilik planları yapan çiftler için de rehber niteliğinde bir film. Konusunun nasıl başlayıp nasıl bittiğinden çok, ailenin iç dünyası, ilişki boyutu, bebek ve sonrası değişimler, hissedilen duyguların ağır bastığı, bu duyguların beyazperdeye oldukça güzel yansıtıldığı bir film izleyeceksiniz. Bu yollardan pek çok ailenin geçmiş olacağını düşünerek, pek çok sahnenin tebessümlere zemin hazırlayacağını düşünüyorum
 
Flört döneminden ailenin çocuklu dönemine kadar olan gelişmeleri gösteren güzel bir film. Aile yaşam döngüsü evresi, dönem ve krizleri açısından bir özet niteliğinde. İzlemenizi tavsiye ederim.

23 Şubat 2014

Çocuğunuz ve Sizin İçin Montessori Etkinlikleri

Yazar: Maja Pitamic  
Sayfa Sayısı: 176
Kitap Boyutu: 18,5 x 23,5
Yayınevi: Kaknüs Yayınları

Montessori eğitimiyle ilgili kitapları, notları, bilgileri vs. okuyan, bu eğitim şekline ilgi duyanların konu ile ilgili çalışma şekillerini nasıl yapacağına dair yol gösterici bir kitap. Bu kitabı okurken yapabileceğiniz etkinlikler, size ekstra yük, masraf gerektirmiyor. Kitabın iç kapak anlatımında da belirtildiği gibi, “çocuğunuzla geçirdiğiniz kısıtlı, kaliteli zamanlarda ona ilk eğitimini vermenize yardımcı olacak pratik bir kitaba ihtiyacınız var. Çocuğunuz ve sizin için Montessori etkinlikleri, içerdiği adım adım aktivite ve alıştırmalarla vazgeçilmez bir çalışma kitabı.”


Kitabın yazarı ile ilgili yine iç kapak anlatımındaki tanıtımı sizinle paylaşmak istiyorum. “Maja Pitamic, 15 yılı aşkın eğitimci ve kariyerinde farklı yaş gruplarından ve farklı çevrelerden çocuklarla çalıştı. Sanat tarihi, Montessori öğretmenliği eğitimi ve okul öncesi öğretmenliği alanlarında ihtisas yaptı. Özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklarla da çalıştı. Çocukların becerilerini etkinlik, oyun, jimnastik ve dansla geliştirdi. Maja, öğrencilerinin velileriyle kurduğu dernekte anne baba ve çocukların pratik bir oyun ve çalışma kitabına ihtiyaç duyduklarını fark ederek Çocuğunuz ve Sizin İçin Montessori Etkinlikleri adlı bu kitabın hazırladı.

Montessorinin kısa bir bilgisiyle açılışı yapıyor bu kitap. Daha sonra anlattıkları etkinlikleri sırasıyla uygulamanızı istiyor. Yaş aralığı olarak da 3-5 yaş arasının bu kitap için daha etkili olduğundan bahsediyor.  Günlük yaşam becerileri, duyuları geliştirme, dil gelişimi, matematiksel beceriler ve bilimsel beceriler başlıkları altında resimlerle desteklenmiş etkinlikler, kitabın sonundaki çalışma kağıtlarıyla okuyucusuna yol gösteriyor.

HarikaÇocuk Nasıl Yetiştirilir?” kitabının ardından size çalışmalarınızda yardımcı olacak bu kitap, güzel bir çalışma. Beğeneceğinizi umuyorum.

Emre Türker

21 Şubat 2014

Harika Çocuk Nasıl Yetiştirilir?

Yazar: Tim Seldin     
Sayfa Sayısı: 192
Kitap Boyutu: 18,5 x 23,5
Yayınevi: Kaknüs Yayınları

Montessori Vakfi Başkanı Tim Seldin’in kaleme aldığı kitap, 2008 yılında Kaknüs Yayınları tarafından konuyla ilgili meraklı ailelere, çocuk gelişimi ve yetiştirilmesi konusunda meraklı tüm bireylere kazandırılmış, adı gibi harika bir kitap. Daha önce Montessori Metodu isimli Eylem Korkmaz’ın tez çalışmasını içeren kitabı tanıtmıştım. Bu kitapta konu hakkında teorik bilgiler ve neyin ne olduğu gibi bir çalışmadan bahsediliyordu. Tim Seldin’in kitabı ise, uygulamayı da içeren, resimlerle desteklenmiş, okuması keyif verici bir çalışma. Üstelik bu konuya hakim olan bir kişinin kaleminden çıkma…

“Çocukların beyinlerinin öğrenmek için programlandığı doğru. Fakat beyin erken yaşta uyarılmazsa, çocuklar potansiyellerini gerçekleştiremezler.” diyor Tim Seldin kitabının girişinde. Öyle ki, pek çoğumuz çocuk yetiştirmeyi, kendi hayatımızdaki yarışın bir parçası sayıyoruz. Çocuğun merakını yaramazlık olarak nitelendirip azarlamak, konuşmasını susturmak, onu başkalarının çocuklarıyla kıyaslamak, yanlışlarımızdan bazıları...

Kitabın birinci bölümünde “niçin Montessori?” diyerek, ünlü İtalyan doktorun başarısını anlatıyor. Onun çalışmalarının, medya gücünün henüz 4. Güç olarak var olmadığı 1900’lü yıllarda dünya tarafından duyulması ve kabul edilmesi, yöntemlerinin ne derece güçlü ve etkili olduğunun kanıtıdır.

Kitap, kritik dönem olan 0-6 yaş aralığına dikkat çekerek, hangi yaş aralığında nelere ağırlık verileceği konusunda ipuçları veriyor. Sonrasında bunları birer birer açıklamaya geçiyor. Kitabın içeriğinde; çocuğa verilecek sevgi, gösterilecek saygı, tuvalet eğitimi, müzik ve matematik kavramları, hatta okuma-yazma etkinliklerine kadar ne yapacağınız konusunda, kısa, öz ve net bir anlatım mevcut. Örneğin çocuğun yaşam alanının bir çocuk gözünden düzenlenmesi, çocuğa göre mobilyaların, eşyaların alınması, oyun alanının belirlenmesi ve her şeyden önemlisi bu konu hakkında kalitenin ne derece önemli olduğu, anlatımlarında vurgulanmış. Bu kitap bir çocuğun eğitimi kadar, biz insanların da bakış açısını ne derece değiştirmemiz gerektiğini de hatırlatmaktadır.

Yeni dönem kitaplarda bunun faydası görüldüğü için mi yapılıyor bilmem ama resimlerdeki çocuklara Türkçe isimler vererek anlatmak, bana biraz ilginç geldi. Bunu başka birkaç kitapta daha görmüştüm.

Montessori ile ilgili internette onun materyallerini satın almak için araştırma yaptığınızda, oldukça yüklü fiyatlarla özdeşleşmiş malzemeler görürsünüz. Oysa bu yöntemler; doğal, hayatın içinden ve kendinizin yapabileceği türden. Etkinlikler konusunda yine aynı yayınevine ait bir kitap daha bulunuyor ki, bunu incelediğinizde cebinizden öyle büyük paralar harcanmasına gerek olmadığını anlayacaksınız. Fakat günümüz evleri gittikçe küçülüyor ve bahçe kavramı ortak park alanları haricinde değerini kaybediyor. İşte bu durum, uygulama alanımızı oldukça kısıtlayacak gibi görünüyor.

Kitabı şiddetle öneririm. Bu metodu öğrenmek için bu kitap tek başına yetebilir. Sadece ayrıntıları başka yayınlarda bulabilirsiniz.

Emre Türker

16 Şubat 2014

Çözüm Bende Saklı!

Çözüm Odaklı Terapi Yöntemi
Yazar: Olcay Güner
Sayfa Sayısı: 114
Kitap Boyutu: 13,5x19,5 cm
Yanyınevi: Efil Yayınevi
 
Psikolog, Psikolojik Danışman, Aile Danışmanı gibi, aile terapisi ile ilgilenen kişilere yol gösterici olduğu gibi, bu yöne ilgisi olan kişilerin de merakını giderecek tarza, kısa ve öz, net anlatımla tamamlanmış bir kitap Olcay hanımın kitabı.
 
Öncelikle çözüm odaklı terapinin kısa bir tarihçesine yer verdikten sonra, çözüm odaklı terapinin ne olduğu, ne gibi sonuçlar alınacağı, çözüme odaklanmanın danışanlara ne gibi faydalar sağlayacağı gibi konuları, kısa başlıklarda örnekli anlatımlarla zenginleştirmiş. Bu alanlarda çalışmak isteyenlerin en çok öğrenmek istediği “danışanlara acaba ne gibi sorular sorulabilir?” tarzındaki düşünceye ışık tutuyor. Problemden uzaklaşma soruları, Mucize soruları, Etkileşimsel sorular gibi birçok soru yöntemine doyurucu soru örnekleri sunduğu gibi, kitabın sonunda çocuklardan resmedilmiş örneklerle yöntemlerini pekiştirmiş. En sonunda ise bir terapinin nasıl başlayıp nasıl bittiğine dair güzel bir diyalog sunuyor.
 
Çocuklarla ilgili olarak düşünülmüş bu kitap, yazarının da belirttiği gibi, her yaşta kişiye uygulanabilecek tarzda. Yani kitabın özünde sadece çocuklarla ilgili düşüncelere yer veriliyor diyerek, kapsamını daraltmış olabilirsiniz. Ben çözüm odaklı terapiyle ilgilenenler için oldukça faydalı olacağını söyleyebilirim. Eğer bu kitabı bir ebeveyn, anne-baba adayı ya da psikoloji alanına merak eden biri olarak okuyacaksanız, danışan-danışman kavramlarını gözden geçirmeli, içinde bilmediğiniz açıklamalar olduğunda biraz araştırmalısınız diye düşünüyorum. Yoksa bazı anlatımlar havada kalabilir. Kitabı kısa sürede bitirdim ve keyif aldım.
 
Emre Türker