09 Ağustos 2012

Neleri Paylaştık Bu Güne Kadar?

Doğum sonrasında, karşılıksız besin aldığımız bir anne sütü, yaşamdaki ilk paylaşımı tattığımız andır. Sonra sevgiyi paylaştık onlarla. Oyunları, eğlenceyi, koşuşturmaları ve hayatı paylaştık sonrasında… Bir dönem vardı, işte o dönemin tamamı gerçekti…

Bir ara paylaşmayı unuttuk. Bazen hatırladık, bazen hatırlattık. İlk aşklarımızı paylaştık çocukluğumuzda. İlk kıskançlığı yaşadık ve ilk oyuncaklarımızı, oyunlarımızı ve düşlerimiz paylaştık. Kitaplarımızı, notlarımızı, öğrendiklerimizi ve hissettiklerimizi paylaştık.

Sonra bişeyler oldu, gerçek ile araya bir perde girdi.

Facebook’ta paylaşılmaya başlandı herşey. Face’den eklendik, face’den silindik, tiwit attık, tiwitten aldık. Anlarımızı, fotoğraflarımızı ve düşüncelerimizi paylaştığımız kadar gerçek yaşamda paylaşmayı unuttuk. Face’den sildiklerimizi, mail listesinden çıkardıklarımızı, hayattan çıkardıklarımızla eş tuttuk. Öyle ki, eklenip eklenmediğimizden bile hesap sormaya başladık.

Elimizdeki gerçekleri paylaşmayı sevmiyoruz. Bizimle paylaşılan şeyleri, bizim paylaşacağımız şeylerden üstün tutuyoruz. Gerçek olanı değil, sanal olanı paylaşımda tercih ediyoruz. Sanal gerçek, tutulabilir gerçekten daha gerçek şimdilerde.

Geçen gün bir masada birkaç kişi otururken, sohbet etmediğimizi fark ettim. Diğerleri ellerindeki akıllı telefonlarla paylaşım yapıyorlardı. Gülüyorlar, “bak şuna neler yapmış” gibi sözlerle kendi kendilerine konuşuyorlar, sonra güldükleri o resimcikleri yanlarındakine göstererek sanal kahkahalarını paylaşıyorlardı. Herşey koca bir yalan. Aslında ortada bir paylaşım yok. Herşey kupkuru.

Paylaşacak gerçek bir dilim çok az kalmış bu hayat pastasında.
Oysa dilim dilim geçiyor ömrümüz ve her dilimi ziyan oluyor.
Tatlarımız, tattıklarımız ya da tadamadıklarımız, paylaşamadan çürüyor paylaşımı unuttukça.

Size tavsiyem!
Ufak miktar da olsa, cebinizdeki parayı tanıdık-tanımadık birileriyle,
Sevginizi, çocuklar, aile, dostlar ve arkadaşlarınızla,
Önemli anlarınızı, gerçek zamanla sanal ortamı karıştırmadan coşkuyla
Hissederek,
İçten,
Yürekten paylaşın.

Belirtmediğimiz, belirtemediğimiz
atladığımız, atlatıldığımız
unuttuğumuz, unutturulduğumuz,
Paylaşacak ne çok şey var aslında…

Emre Türker

Picture: flickr

3 yorum:

  1. dediğin benim de başıma geldi
    geçena rkdaşlarla masada oturuyoruz
    bir baktım hepimizin elinde telefon.
    biri birine bir olay anlatmak istediğinde de cümleye şöyle başlıyordu '' geçen gün paylaştığım şeyi gördün mü? ''

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Klasik bir muhabbettir. Bu sabaha arkadaşlar arasında ilk konuşulan şey “çok komik şey paylaşmışsın, çok güldüm” diyorlardı. Biz geçmiş dönemin sohbet programları kullanırken, arkadaşlarla haberleşir, sonra buluşma zamanlarımızı ayarlardık. Yani bu yazışmaları sadece ön konuşma olarak geçer, buluştuğumuzda hasret giderirdik. Şimdilerde dikkat edilecek olursa, yüzyüze gelindiğinde gerçek konuşacak birşeyler bulamıyoruz.

      Sil